Türkiye’nin ihracatının çok yüksek oranda ithalata bağımlı olduğunu ve sadece 2022 yılının ilk iki ayında Türkiye’nin 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini dile getiren Budak, şöyle konuştu:
“Dövizini Merkez Bankası’na satmak zorunda bırakılan ihracatçı hem ithalat için hem de ambalaj, navlun gibi hizmetler için döviz kullanmak zorunda. Zaten kilogram başına ihracat gelirlerimiz 1 dolar seviyelerinde. İhracatçının gelirleri sınırlı. Bir de iktidarın dünyada eşi benzeri olmayan temelsiz iktisat politikaları nedeniyle, ihracatçılarımızın eli kolu bağlanıyor. 2018 yılında 6 aylığına yapılan düzenleme, 2019 sonunda sürekli uygulama haline geldi. Bu yılın başında da Merkez Bankası’na ihracat gelirlerinin yüzde 25’ini satma zorunluluğu getirilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Bu uygulama sürdürülürse ihracatçıyı çok zor günler bekliyor. Döviz kurunu dengede tutmak için ihracatçılarımızın bin bir emekle kazandıkları döviz, arka kapıdan kamu bankaları eliyle yok pahasına satılıyor. İhracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25'ini Merkez Bankası'na satma zorunluluğu, bir an önce kaldırılmalı” dedi.
Budak, soru önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi:
“Uygulamanın başından beri yurda geri getirilen ihracat bedeli ne kadardır? Bu bedelin ne kadarı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na satılmıştır? Bu satışlar, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası rezervlerini ne kadar artırmıştır? Bugüne kadar kaç ihracatçıya bu kapsamda ceza kesilmiştir? Bu cezaların toplam tutarı ne kadardır? Kesilen cezaların ne kadarı tahsil edilmiştir? Kesilen cezalara itiraz sayısı kaçtır? Bu uygulama daha ne kadar sürdürülecektir?”