Bilim Kurulu Üyesi güzel haberi verdi: Koronavirüs aşısının Türkiye'deki denemeleri Eylül'de başlayacak
SAĞLIK, 27 Ağustos 2020 02:15Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, koronavirüs aşısıyla ilgili güzel haberi verdi. Yavuz, Çin ile Almanya ve ABD'nin ortak yürüttüğü iki ayrı aşı çalışmasının son aşaması olan Faz 3 gönüllü insan denemelerinin Türkiye'de 10'a yakın merkezde Eylül ayı gibi yapılacağını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, koronavirüse karşı Çin ile Almanya ve ABD'nin ortak yürüttüğü iki ayrı aşı çalışmasının son aşaması olan Faz 3 gönüllü insan denemelerinin Türkiye'de 10'a yakın merkezde Eylül ayında yapılacağını söyledi. Yavuz ayrıca aşı için en çok sağlık çalışanlarının gönüllü olmak istediğini söyledi.
"EYLÜL GİBİ BAŞLAYACAĞIZ"
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyanın merakla beklediği Kovid aşılarındaki son gelişmeleri ve Türkiye'de de çok merkezli olarak yürütülecek Faz 3 gönüllü insan denemeleri hakkında DHA'ya önemli bilgiler verdi. Etik kurul ve Sağlık bakanlığı onaylarından geçen Çin ve Almanya-ABD ortak çalışması olan iki farklı aşı adayı için İstanbul Tıp Fakültesi'nin de aralarında bulunduğu 10'a yakın merkezde, faz 3 gönüllü insan denemeleri yürütülecek. Dünyada 10'dan fazla koronavirüs aşısı çalışmasında sona yaklaşıldığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, "İnsanlarda etkili olduğunun ve olası yan etkilerinin tekrar değerlendirildiği son aşama olan Faz 3'e gelen aşı çalışmaları bunlar. Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakanın da açıkladığı iki tane aşı çalışmasının ise Faz 3 denemelerine Türkiye'den de gönüllü insanlar dahil edilecek. Çalışmalara başlamak üzereyiz. Eylül ayı gibi, çok yakın bir tarihte başlayacağız" dedi.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz
"GÖNÜLLÜLERE ÜCRET ÖDENMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Aşı çalışmalarında son aşama olan Faz 3'e gelmeden, yani aşı adayının klinik olarak binlerce gönüllüde denenmesinden önce, çok ciddi klinik öncesi (preklinik) çalışmaların yürütüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Şimşek, şunları söyledi:
"Bunun öncelikle bir laboratuvar ayağı var. Hangi molekülü kullanacağız, nasıl kullanacağız, hücre dizilerinde etkili oluyor mu gibi. Laboratuvar çalışmaları yapıldıktan sonra hayvan deneyleri aşaması var. Bunlar, insandan önceki aşamalar. Burada işte toksik etkilerinin olmadığı, hastalığa karşı kısmen etkili olup olmadığı, işe yarayıp yaramadığı gibi bazı temel soruların yanıtları aranır. Klinik çalışmalar bundan sonra başlar. Bunda da Faz 1 dediğimiz aşama, aşının güvenliğiyle ilgili kısmı. İnsanlarda, küçük gönüllü gruplarında yapılan, aşı etkili mi değil mi, güvenli mi, bunlar değerlendirilir. Faz 1'de esas güvenlik sorusunun yanıtı alınır. İstenen sonuçlar elde edilirse de Faz 2'ye geçilir. Tüm bu aşamalarda çalışmaya dahil edilen insanlarda gönüllülük esastır. Kimseye bir ücret ödemesi, zorlama yapılması mümkün değildir. İsteyen katılır, istemeyen katılmaz. Katılan insanların da tüm tetkikleri, yakın tıbbi gözlemleri ve tıbbi bakımları da uzmanların kontrolündedir."

"FAZ 1'DE GÜVENLİK VE ETKİNLİK, FAZ 2'DE HEDEF KİTLE BELİRLENİR"
Ortalama 10-20 kadar gönüllünün dahil edildiği Faz 1'de 'Bu aşı güvenlidir, hastalığa karşı etkinliği vardır, insanlarda umulmadık, beklenmeyen yan etkiler çıkmıyor yönünde sonuçlar elde edilirse Faz 2 aşamasına geçildiğini anlatan Prof. Dr. Yavuz, şöyle devam etti: "Bu aşamada yüzlerle ifade edilebilecek sınırlı sayıda gönüllü insan çalışmaya alınıyor. Bu noktada da aslında aşılama için hedeflenen nüfus, aşı kimlere yapılmalı, yaşlılar mı, risk grubundakiler mi vs, o özellikteki gönüllüler de çalışmaya dahil edilerek, vücut aşıya ne kadar cevap veriyor, koruyucu antikorlar oluşuyor mu bu insanlarda, bunların çalışması da yapılıyor Tabii ki yine güvenlik çalışmalarına da devam ediliyor. Yani istemediğimiz bir etki, en basiti kolunda ağrıdan tutun ateşin çıkması vb her türlü parametreye bakılıyor. Faz 1 ve 2 aşamaları aşıyı geliştiren ülke neresiyse orada gerçekleştiriliyor. Şu an Çin ve Almanya-ABD ortak yapımı aşı adayları bu aşamaları kendi ülkelerinde geçti. Aşı çalışması bu aşamaları geçerse eğer, Faz 3 aşamasında hem aşıyı geliştiren ülkede, hem de vakaların görüldüğü diğer ülkelerde çok merkezli çalışmalar başlıyor. Mesela Avrupa'da, Amerika'da, Güney Amerika'da şu anda çok yoğun devam ediyor Faz 3 aşaması. Faz 3'de gönüllü insan sayısı artık 10-30 binlere çıkarılıyor. Burada da aşı verilen gönüllülerin yanı sıra kontrol grubu dediğimiz hiçbir şey verilmeyen bir grup da dahil ediliyor."
"FAZ 3'DE AŞININ GÜVENLİĞİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLİR"
Prof. Dr. Yavuz, "Aşı çalışmalarının Faz 3 aşamasında, kime aşı veriliyor, kim kontrol grubunda (yani placebo -etkisiz aşı- alıyor), çalışmanın başında bunu uzmanlar da gönüllüler de bilmiyor. Kodlarla her şey kaydediliyor. Çalışmanın sonunda bu kodlar açıldığında uzmanlar sonuçları daha güvenli değerlendirebiliyor. Çünkü "Kontrollü Çift Kör Çalışma" olarak bilinen bu çalışma şekli sayesinde, aşı verilen gönüllülerde gözlenen farkların, gerçekten aşı ile ilgili olup olmadığı her iki grubun kıyaslanmasıyla anlaşılıyor." dedi. Prof. Dr. Yavuz, Faz 3'de aşı uygulanan gönüllülerin hastalanıp hastalanmayacağı, aşının yan etki düzeyi gibi kriterlerin gözlendiğini anlatarak "Her ne kadar hem hayvan deneylerinde, hem iki aşamalı Faz çalışmalarında bu güvenlik sorusuna cevap verilmiş olsa da Faz 3'te de aşının güvenliği mutlaka yeniden değerlendirilir" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE'DEN 10 MERKEZDE YAPILACAK
Faz 3 çalışmasında gönüllü denemelerine katılan insanların aşı olduktan sonra hastalanıyor mu hastalanmıyor mu bunların yakından takip edildiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi: "Burada, aşı olanların, olmayanlara göre daha az hastalanması beklenir. Ama bu da büyük oranda bir fark olmalıdır ancak o zaman anlamlı olur. Yani diyelim ki aşı olanlar yüzde 10 daha az hastalanıyor, bu yetersiz bir etkidir. Faz 3 çalışmaları sadece bir ülke ya da bir merkezde değil, çok sayıda ülkede (aşıyı geliştiren ülke de dahil) ve farklı pek çok merkezde yapılır. Türkiye'de de 10'a yakın merkez var bu çalışmaların başlatılacağı. Her merkezin alması gereken belli bir gönüllü sayısı var. Bu sayılar tutturulana kadar, örneğin bizim yapacağımız çalışma kısmı bir ay belki sürecek. Ama tabii tüm dünyadan verilerin toplanması, etkili oldu mu olmadı mı onların değerlendirmesi daha uzun sürecek. Biz gönüllüleri alacağız ama örneğin bir yıl boyunca takip edeceğiz. Burada da bu aşının kullanılmış olması, bu ülkedeki insan gruplarında da çalışmanın yapılmış olması, neresinden bakarsanız bakın avantaj. Sonuçta genetik yapı farkları olabiliyor, aşıya yanıt farkları olabiliyor, bu anlamda bu ülkenin insanıyla da bu aşıların çalışılmış olması avantaj.
"BU BİR AŞILAMA DEĞİL DENEME AŞAMASI"
Bu çalışmalara alınacak olan insan gruplarının kriterleri de önceden bellidir. Vatandaşlarımız bu çalışmaların yürütüleceği merkezlere 'Hadi burada aşı yapılıyor, gidelim de olalım' diye başvurmasın. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum, çünkü bu, bir aşılama değil deneme aşaması. Hangi yollarla gönüllü çağrılarının yapılacağı, çalışmaya hangi özellikteki insan gruplarının dahil edileceği, aşı çalışmasının protokollerinde önceden bellidir ve merkezler bu kriterlere göre insanları çalışmaya dahil eder. Gönüllülere ulaşmak anlamında farklı kanallarımız var, onlar üzerinden yürütülür bu süreç."
"EN ÇOK SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÖNÜLLÜ OLMAK İSTİYOR"
Birçok insanın aşı çalışmalarında gönüllü olmak istediğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, özellikle risk grubundaki sağlık çalışanlarının buna çok istekli olduğunu söyleyerek gönüllü insan denemelerinin 'kobay olarak kullanılıyoruz şeklinde yorumlanmasının çok büyük bir hata olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:"Ben açıkçası kobay olarak düşünmem kendimi. Aşı çalışmalarına katılmaktan mutluluk da duyarım. Kovid için bir çare bulunması gerekiyor. Bu çarenin bir parçası olmak çok iyi bir şey bence. Aşı ile ilgili modern tıbbın inanılmaz bir deneyimi var. Büyük bir zarar verecek bir şey asla olmayacağını söyleyebiliriz. Sonuçta bu aşılar eğer gerçekten etkili bulunursa, insanlık için çok önemli bir şey yapılmış olacak. Zaten bizler de bu kadar işimizin içinde, bu çalışmalarda yer alıyorsak bunun için. Sonuçta gerçekten çok katastrofik bir durumla karşı karşıyayız. Gönüllülerden çalışmanın protokolüne uygun olanları detaylıca aydınlatılır, onam formları alınır ve çalışmaya öyle dahil edilir."
"HER FİRMA İSTEDİĞİ GİBİ AŞI DENEMESİ YAPAMAZ"
"Bir firmanın çalıştığı bir aşı var ve bu geldi, ülkemizde istediği gibi bu çalışmaları yapıyor gibi bir algının da çok yanlış olduğunu anlatan Prof. Dr. Yavuz, gönüllü insan denemelerinin ülkemizde yürütülebilmesi için çok ciddi izin aşamalarından geçildiğini, her türlü detayı değerlendiren etik kurul uzmanlarının izin için gelen dosyada kimsenin aklına gelmeyecek binlerce sorunun cevabını araştırdığını ve uygun bulunursa onay verildiğini belirtti. Prof. Dr. Yavuz, 'Yani bu etiktir, çalışılabilir şeklinde etik kurul onaylarını almak zorundalar. Daha sonra da Bakanlık izinleri alınır. İşte Türkiye'de bu aşamayı geçmiş iki aşı adayı için Eylül ayı gibi gönüllü insan deneylerine başlanacak." dedi.
SAĞLIK, 27 Ağustos 2020 02:15
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

TROPİKAL PARK PROJESİ ÖDÜL ALDI

CHP İlçe Başkanı Fatih Bucan’a Teşekkür – SAM Fuarcılık’tan Anlamlı

Karadeniz’in Sesi: Hayatını Müziğe Adamış Bir Sanatçı – Fatih Ustasu

Prof. Dr. Canan Yılmaz: Evlilikte Güvenle Yapılan Tapu Devri Bağış Değildir

Hani’nin Efsane Başkanı İbrahim Lale Dualarla Anıldı

Gazze’de Felaket Derinleşiyor Son 48 Saatte 92 Şehit, 219 Yaralı

Engelsiz Aslanlar Zirvede!

Mersin’de 21 Nisan’da Güzellik, Stil ve Başarının Buluştuğu Ödül Gecesi Düzenlenecek

Gazeteci İmran Ünal Kimdir?

Miniklere Büyük Ders: “Birlikte Daha Güçlüyüz” Raflarda!

Genel af olmadan DEM, Türkiye Partisi olabilir mi?

Kürtçe ezgilerle kültür köprüsü kuran müzik grubu: Nas'ın hikâyesi, amacı ve yarına mirası

“Gönül Dağı Nefesi” Yaza Merhaba Konseri İçin Geri Sayım Başladı

Figen Kaya’nın Sunumuyla Mustafa Ortaç’a Saygı Gecesi

KALSİAD’dan İş Dünyasına Net Mesaj: Gösteri Değil, Üretim Zamanı

GERİDE DUA ORDUSU BIRAKTILAR BİR ZAMANLAR DİYARBEKİR BEYEFENDİLERİ

ATO’daki Ödül Töreninde Sabiha Karaosman Fark Yarattı

İZENERJİ’de Yetki Krizi: Toplu Sözleşme Görüşmeleri Masada Kaldı

Cengiz Kurtoğlu, ARKON’un Eğitim Projesi İçin Bursa’da Sahne Alacak

Tarım ve Orman Bakanı Ordu’ya geliyor

Girişimcilikte 15 Yıllık Başarı Hikayesi: İbrahim İpek ve İpekyolu Grup

Ahmet Büyükgümüş Diyarbakır’a Geliyor

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'den 1 Mayıs Kararı: Kadıköy Meydanı'nda Kutlanacak

Ziraat Türkiye Kupası Finali İçin Yeni Stadyum Arayışı!

ROK’tan İki Gazeteciye Suç Duyurusu: “Evleri Basılsın, Dijital Cihazlarına El Konulsun”

CHP Lideri Özgür Özel'den Danıştay Ziyareti: "İmamoğlu'nun Diploması Gündeme Gelmedi"

Sevgi Demir Coşkun, iddiaları reddederken, “Polatlı halkı gerçeği biliyor” dedi

Cemal Peker’den Uluslararası Başarı

Türk Dünyası'nda dağılma tehlikesi: Uzmanlar endişeli

METROTÜRK TV’DEN MUHTEŞEM AÇILIŞ

Kocagöz’den 23 Nisan’da çocuklara en güzel hediye: Nutuk

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden 23 Nisan’a özel coşku dolu program

“Bu Nasıl Kardeşlik, Bu Nasıl Türklük?”

SASAD’DAN GAZİANTEP’DE UNUTULMAZ SANAT GECESİ

OF ÇAYKARA DERNEĞİ 50. YILINDA GÖRKEMLİ BİR GECEYE İMZA ATTI

MSB'den Yunanistan'ın Deniz Planlamasına Eleştiri

6 gündür kayıp olan 7 yaşındaki Cumali Timi'nin cansız bedeni bulundu

34 Yıl Kesinleşmiş Hapis Cezası ile Aranan Şahıs Konyaaltı İlçesinde Kovalamaca Sonucu Yakalandı

Dini İnaç ve Duyguların Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Yapan 3 Şüpheli Tutuklandı
