'Terörsüz Türkiye' hedefine sivil toplum kuruluşlarından tam destek

Türkiye'de ekonomi ve sosyal hayatın önde gelen sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin girişimleriyle başlatılan "Terörsüz Türkiye" hedefine tam destek verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" hedefini 27 Kasım'da gerçekleştirdiği AK Parti Grup toplantısında duyurmuştu.

Erdoğan, "Türkler ile Kürtler arasına örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza, terörün olmadığı, şiddetin olmadığı, sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Cmhur İttifakı olarak omuz omuza vererek terörsüz Türkiye idealini inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz." demişti.

"Terörsüz Türkiye" hedefine destek

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının ardından toplumun her kesiminden "Terörsüz Türkiye" hedefine yönelik destek açıklamaları geldi.

MÜSİAD, HAK-İŞ, ASKON, TÜGVA, DEİK ve İHH'nın da aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları, yazılı açıklamayla bu hedefe destek verdi.

MÜSİAD: Ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapılarını aralayacak

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD olarak, Türkiye'nin tarihi misyonuna ve milli beraberliğine sahip çıkarak "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda atılan adımları güçlü bir şekilde desteklediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde başlatılan bu sürecin, milletin huzuru ve devletin bekası için tarihi bir fırsat olduğuna inandıklarını ifade eden Asmalı, "Kırk yıldır süren insani ve ekonomik maliyetlerin sona erdirilmesi, ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapılarını aralayacaktır." dedi.

Asmalı, şöyle devam etti:

"Terörden arındırılmış bir Türkiye, sadece güvenliğimiz için değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmamız için de hayati öneme sahiptir. Bu süreç son dönemde ülkemizin hedeflediği ekonomik bağımsızlığı da perçinleştirecek bir süreçtir. Bu nedenle süreç içerisinde millet olarak Bir ve Beraber olma gayretimizi ortaya koymalı, birbirimize destek vermeli ve ülkemizin refahına karşı oynanacak tüm oyunların karşısında yer almalıyız. Ekonomik bağımsızlık ancak terörden arındırılmış bir ülke ile mümkündür. Bizler bu bağlamda bugüne kadar olduğu gibi millî üretimi destekleyen projeler ve istihdam odaklı politikalar ile ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmaya var gücümüzle devam edeceğiz."

"Terörsüz bir Türkiye, güçlü bir ekonomi ve aydınlık bir gelecek demektir"

MÜSİAD olarak bu süreçte, Türkiye'nin birlik ve beraberliğini hedef alan her türlü tehdide karşı kararlı bir duruş sergileyeceklerini vurgulayan Asmalı, "Terörsüz bir Türkiye, güçlü bir ekonomi ve aydınlık bir gelecek demektir. MÜSİAD olarak, devletimizin ve milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Aynı karar ve duruşla tüm iş dünyasını da bu konuda sorumluluk almaya ve milletimizin ortak hedeflerine katkı sunmaya davet ediyoruz." dedi.

Asmalı, "Bu vesileyle, terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, şehitlerimizin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Türkiye'nin huzuru ve güvenliği için mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize şükranlarımızı sunuyor, terörün son bulması için başlatılan 'Terörsüz Türkiye' sürecinin başarıyla sona erdirilmesini temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.

HAK-İŞ: Atılan tarihi adımı son derece önemli buluyor, destekliyoruz

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da konuya ilişkin destek mesajı yayımladı.

HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Türkiye'nin birlik ve beraberliği, toplumsal barışın sağlanması ve milletin huzur içinde yaşayabilmesinin en büyük hedefleri olduğuna dikkati çeken Arslan, Bunun için de uzun yıllardır Türkiye’nin kanayan yarası olan terörün sonlandırılmasına yönelik olarak 'Terörsüz Türkiye' şiarıyla başlatılan tarihi adımı, son derece önemli buluyor ve destekliyoruz. Bu sürecin başlatılması ve yürütülmesinde gösterdikleri kararlılık dolayısıyla başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyoruz." dedi.

Türkiye'nin birliği, bekası, bağımsızlığı ve geleceği ile oynayan, masum insanların canına kasteden ve toplumsal barışı tehdit eden, milyarlarca dolarlık kaynağın terörle mücadelede kullanılması nedeniyle ülkenin kalkınmasını engelleyen, her türlü terör eylemini en güçlü şekilde lanetlediklerini belirten Arslan, çalışanların emeğini yok eden, ülkenin istikrarını bozmayı amaçlayan her türlü yapı ve girişimin karşısında durmaya devam edeceklerini kaydetti.

"Üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz"

2013 yılında başlatılan Çözüm Süreci'nde Akil İnsanlar Heyeti'nde yer aldıklarını ve barış elçileri olarak üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini belirten Arslan, "Toplumsal barışın sağlanması, demokratik hakların genişletilmesi ve kardeşlik ikliminin güçlenmesi adına samimi ve iyi niyetli çabalar ortaya koyduk. Bugün de aynı inanç ve kararlılıkla, 'terörsüz bir Türkiye' için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Bu süreci sabote etmek isteyenlere asla fırsat verilmemelidir"

Terörsüz bir Türkiye yolunda atılan adımların tarihi bir dönüm noktası olduğunu, bu süreci sabote etmek isteyenlere asla fırsat verilmemesi gerektiğini vurgulayan Arslan, "Milletimizin huzurunu ve ülkemizin geleceğini hedef alan her türlü provokasyona karşı dikkatli olunmalı, milletimizi ayrıştırarak, ülkemizin huzurunu bozmaya ve kaos yaratmaya çalışanların oyunları boşa çıkarılmalı, birlik ve beraberlik içinde hareket edilmelidir." dedi.

Arslan, şöyle devam etti:

"HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, ülkemizin her köşesinde huzur ve güvenin tesis edilmesi, insanımızın birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yaşayabilmesi için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Toplumun tüm kesimleriyle el ele vererek, terörün her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemeli, farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeliyiz. Bu vesileyle, terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, şehitlerimizin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Türkiye'nin huzuru ve güvenliği için mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize şükranlarımızı sunuyor, terörün son bulması için başlatılan terörsüz Türkiye sürecinin başarıyla sona erdirilmesini temenni ediyoruz"

ASKON: Devrim niteliğindeki tarihi çağrıyı gönülden destekliyoruz

ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, "Terörsüz Türkiye" hedefini her kesimin sahiplenmesi gerektiğini belirterek, atılan adımın devrim niteliğinde olduğunu belirtti. Aydın, ASKON olarak devrim niteliğindeki tarihi çağrıya gönülden destek verdiklerini açıkladı.

Bölgedeki terörün bu zamana kadar sadece bu coğrafyayı kaosa sürüklemeye çalışanlara hizmet ettiğini belirten Aydın, "Küreselleşmeyle birlikte terör faaliyetlerinin uluslararası alanda artmasının yegâne nedenlerinden biri de böl, parçala, yönet kafasında olan emperyalist zihniyetten kaynaklanmaktadır. Bölgesinin huzurunu, güvenini, gelişmişliğini, kalkınmasını isteyen herkes bu dayatmaya karşı çıkmalı teröre set çekmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, Sayın Bahçeli’nin de çağrıları ile bugün gelinen noktada yeni bir sayfa açılmıştır. Terörsüz bir Türkiye acıların dinmesi, can kayıplarının yaşanmaması ve müreffeh bir Türkiye, müreffeh bir coğrafya demektir." ifadelerini kullandı.

"Bu çağrıya sahip çıkacağımızı belirtmek istiyoruz"

Gelinen bu noktada tarihi devrim niteliğindeki çağrıya kulak vermenin, bu çağrıyı sahiplenmenin her bir bireyin tarihi sorumluluğu olduğunu söyleyen Aydın, şunları kaydetti:

"Huzur, güven ve kalkınmayı sağlayacak bu uzlaşı bölgeyi kaosa sürüklemeye çalışanlar hariç tüm insanlığı müsterih edecektir. Bu nedenle devrim niteliğindeki bu çağrıya tüm kesimlerin sahip çıkmasının tarihi bir vazife ve sorumluluk olduğunu belirtiyoruz. ASKON olarak devrim niteliğinde gördüğümüz bu çağrıya sahip çıkacağımızı belirtmek istiyoruz.

Geçmişinden almış olduğu çok kültürlü medeniyetin bir tezahürü olarak farklılıklarımızı zenginliğimize çevirebileceğimizi birlik ve bütünlük içinde bir duruş sergileyeceğimize olan inancımız tamdır.  Bu düşünceyle, terörün hayatlarını ellerinden aldığı tüm geçmişlerimizi ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, ülkemizin ve bölgemizin sulh ve bekası için gecesini gündüzünü ortaya koyan güvenlik güçlerimize ve gazilerimize şükranlarımızı sunarak Terörsüz bir Türkiye diliyoruz."

TÜGVA: Gençliğin geleceği için atılan adımların farkındayız ve arkasındayız

TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, yaptığı açıklamada, "PKK terör örgütü, kuruluşundan bu yana on binlerce vatan evladının kanının dökülmesine sebep olmuştur. Komünist-Marksist ideolojiden beslenen bu yapı, Türkiye’yi fiziksel olarak bölme hedefinin yanı sıra, toplumu fikri ve kültürel olarak ayrıştırmaya çalışmıştır. Kanlı saldırılarını ülkenin bütünlüğünü zedeleme aracı olarak kullanırken, çoğu zaman dış güçlerle iş birliği yapmaktan geri durmamıştır." dedi.

Türkiye'nin son yıllarda hızla gelişmesi ve terörle mücadelede kararlı duruşunun, PKK'nın ülkeyi bölme hedefini imkansız hale getirdiğini vurgulayan Beşinci, "Örgüte yeni katılımlar neredeyse tamamen bitmiş, mevcut kadrolar ise umutsuzluk içinde hareket edemez hale gelmiştir. Artık terör örgütünün asıl amacı, kuruluşundaki hedeflerden saparak farklı ülkelerin taşeronluğunu yapmak ve kaos ortamı oluşturmaya evrilmiştir." ifadelerini kullandı.

Beşinci, "Yaklaşık 40 yıldır devam eden terörle mücadele, ilk dönemlerde ağırlıklı olarak silahlı yöntemlerle yürütülmüştür. Türkiye’nin o dönemlerde savunma sanayisinde dışa bağımlı olması ve teknik yetersizlikler, mücadelede zaman zaman zorluklar yaşanmasına neden olmuştur. Ancak fikrî ve siyasi alanda gereken adımların atılmaması, örgütün belirli toplumsal kesimlerde kök salmasına zemin hazırlamıştır." diye konuştu.

Son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde terörle mücadelenin yalnızca askeri alanla sınırlı kalmadığını, siyasi, fikri ve sivil alanlarda önemli adımlar atıldığını kaydeden Beşinci, "Özellikle demokratikleşme hamleleri, örgütün insan kaynağını kurutmuş, terör örgütü mensuplarını çaresizliğe sürüklemiştir. Türkiye’nin savunma sanayii alanında elde ettiği başarılar, askerî operasyonların etkinliğini artırmış ve terör örgütünü etkisiz hale getirmiştir." dedi.

"Süreç, terörle mücadelede tarihi bir eşiğin aşılmasını sağlamıştır"

Beşinci, "Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’nin bölgesel ve küresel konumunu güçlendiren politikalar ve istikrarlı duruş, toplumda da büyük bir özgüven ve geleceğe dair umut oluşturmaktadır. Ülkemiz, küresel meselelerde karar verici pozisyona yükselmiş ve tarihî sorumluluklarını üstlenen bir lider ülke olma yolunda önemli mesafeler kat etmiştir. Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlatılan ve terör örgütü elebaşının fesih çağrısı yapmasıyla sonuçlanan süreç, terörle mücadelede tarihi bir eşiğin aşılmasını sağlamıştır." ifadelerini kullandı.

"Bu cesur adımları yürekten destekliyoruz"

Türkiye'nin en büyük gençlik hareketlerinden biri olarak, gençler adına gelinen bu süreçten büyük memnuniyet duyduklarını aktaran Beşinci, şöyle devam etti:

"Ülkemizin terör belasından tamamen kurtulup, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşma yolunda attığı bu cesur adımları yürekten destekliyoruz. Bu ülkenin vatanperver fertleri olarak, Terörsüz Türkiye’nin güçlü yarınlarını inşa etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Gençliğin geleceği için atılan adımların farkındayız ve arkasındayız.

Bu vesileyle, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere, terörle mücadelede emeği geçen tüm kahramanlara teşekkürlerimizi sunarız. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmış bir ülkenin gençleri olarak, geleceğe daha umut dolu bakıyor, emin adımlarla yürüyoruz."

DEİK: 'Terörsüz Türkiye' sürecini destekliyoruz

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamayla 'Terörsüz Türkiye' sürecini destekledi.

Olpak, açıklamasında, "Ülkemiz, yaklaşık 40 yıldır acımasız terörle karşı karşıya ve terörü bitirebilmek için kararlı bir mücadele yürütüyor. Telafisi mümkün olmayan kayıplarımız, şehitlerimiz ve acılarımızın yanı sıra, ekonomik açıdan ödediğimiz yüksek bedeller de uzun yıllardır devam ediyor. Bölgesel ve uluslararası ilişkileri gerginleştirerek güvenlik eksenine çekmeye çalışan, gerek vatandaşlarımızı gerekse de devletimizi tehdit eden, her açıdan toplumsal travmalara neden olan terörün, “Terörsüz Türkiye” süreciyle kalıcı olarak sona erdirilmesi hedefi, ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Terörizmin oluşturduğu güvensizliğin ortadan kalkması, toplumumuzun sağlığı ve geleceğe daha umutla bakması açısından çok kıymetli." ifadelerine yer verdi.

Olpak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlatılan ve taraflarca da gayet olumlu karşılanarak şu ana kadar makul bir şekilde yürütülen yeni süreçte; dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmelerle birlikte, ülkemizin yeni konumu ve terör örgütünün sürecin geldiği noktayı kendi içinde sorgulamasıyla, geçici çözüm veya ateşkeslerden ziyade, kalıcı olarak terörün ve terör örgütünün ortadan kalkması noktasına gelinmiş olması, yıllardır arzuladığımız çok önemli bir gelişme." dedi.

"Katkı sağlamaya hazırız"

Terörizmin Türkiye'ye verdiği en büyük acıların ve yıkımların faturaasının çok ağır olduğunu 40 yıldır yaşayarak bildiklerini aktaran Olpak, şöyle devam etti:

"Terörsüz Türkiye süreciyle, tarifi mümkün olmayan acıların sona ermesinin yanı sıra, tarihi bir eşikten atlayacağımıza, geleceğimiz adına çok önemli yeni bir sayfa açacağına inandığımız bu tarihi adımla, Türkiye’nin; yurt dışı yatırımlardan turizme, yurtiçi yatırımlardan yurt içi ve uluslararası ticarete, istihdamdan üretime kadar her alanda potansiyelini daha çok ortaya koyabileceğine inanıyoruz. Ülkesini seven vatandaşlar ve ülkemizin kalkınması için çalışan iş dünyası olarak, “Terörüz Türkiye” sürecini destekliyoruz. Sürece, özellikle DEİK’in küresel arenadaki temsiliyeti ve gücüyle de katkı sağlamaya hazırız.

Terörsüz Türkiy” sürecinin başarıyla tamamlanmasını temenni ediyor, süreçte emeği geçenlere ve bugüne kadar terörle mücadele eden tüm kahramanlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Terör saldırılarında hayatını kaybeden şehitlerimizi ve vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, ailelerine başsağlığı diliyoruz."

İHH: "Terörsüz Türkiye ve bölge" için atılan adımları destekliyoruz

İHH İnsani Yardım Vakfı'ndan da konuya ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, vakfın kuruluşundan bu yana Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yürüttükleri insani yardım faaliyetlerinin yanı sıra Kürt meselesinin çözümü için de büyük çaba gösterildiği belirtilerek, "Bugün birlikteliğin öneminin ve çözümün konuşulduğu bir döneme kavuşmanın memnuniyeti içerisindeyiz. Bu yeni dönemde, çözümün ve barışın sağlanması için herkesin çaba göstermesi gerektiğine inanıyoruz." denildi.

"Her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğumuzu beyan ediyoruz"

Kürt sorununun çözümüne katkı sunma hedefiyle bugüne kadar çok sayıda toplantı yapıldığı, çeşitli raporlar hazırlandığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Kürt sorununun çözümüne katkı sunma hedefiyle bugüne kadar çok sayıda toplantı yaptık, çeşitli raporlar hazırladık. İnsani diplomasi alanındaki faaliyetlerimizle devamlı olarak Doğu, Güney Doğu bölgelerimizde ve yurt dışında alimler, kanaat önderleri, akademisyenler, STK’lar ve toplumun farklı kesimleri ile çeşitli toplantı ve görüşmeler yaparak çözüm çabalarına destek vermeye gayret ettik. Bu kapsamda Diyarbakır’da geniş katılımla 2015 yılında bir sempozyum ve 2025 yılında da bir çalıştay düzenledik. Dünyadaki benzer sorunları yaşayan toplumların barış süreçlerine katkı sağladığımız gibi, tüm bu tecrübeler ışığında Kürt meselesinin toplumumuzun talepleri doğrultusunda sağlıklı bir çözüme kavuşması için tüm teşkilatlarımız ile her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. "

"Bu coğrafyanın birlik ve beraberlikle huzur bulduğunu biliyoruz"

Açıklamada, "Kürt meselesi, Türkiye başta olmak üzere, Ortadoğu’nun en önemli meselelerinden biri durumundadır. İHH olarak kuruluşumuzdan beri, Türkiye’nin köklü meselelerinden olan Kürt meselesinin kardeşlik hukuku çerçevesinde çözülmesini arzuladık. Ortadoğu’da da Türk, Kürt, Arap ve Fars birlikteliğinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Bugünlerde Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve İsrail’in Filistin, Lübnan, İran, Yemen ve Suriye’ye yönelik yoğun saldırıları bize Kürt meselesinin çözümünün ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermektedir. Ortadoğu’da ülkelerin iç barışı sağlamaları ve komşularıyla barış ortamını inşa etmeleri bölge ülkelerinin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel gelişimlerine çok büyük katkılar sunacaktır. Yüzyıllardır dilleri, dinleri, renkleri ve kültürleri farklı toplulukların barış ve huzur içinde yaşadığı bu coğrafyanın birlik ve beraberlikle huzur bulduğunu biliyoruz. Bütün sorunlarımızı konuşarak rahatlıkla çözebileceğimize inanıyoruz. Bu coğrafyanın birlikteliğine sunulacak her türlü katkıyı sonuna kadar desteklediğimizi, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu da almaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz." ifadelerine yer verildi.

"Gelinen aşamayı çok değerli bulunuyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin girişimleriyle başlatılan "Terörsüz Türkiye ve Bölge" hedefi kapsamında atılan adımları ve gelinen aşamayı çok değerli bulduklarını vurgulayan Vakıf, açıklamasında, "Ülkemizde Kürt meselesinin çözümü ve terörün sona ermesi için atılan adımları çok kıymetli görüyoruz. Bu süreçte toplumun birlikteliğini sağlamak için siyasilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademisyenlere, kanaat önderlerine, sanatçılara ve tüm karar vericilere büyük görevler düşmektedir." ifadelerini kullandı.

Açıklamada, Türkiye'de son dönemlerde oluşan bu olumlu havayı kalıcı bir birlikteliğe dönüştürmenin yolunun, kapsamlı toplumsal barıştan geçtiği vurgulanarak, "Kürt meselesi ile ilgili yapılacak çalışmalar, menfaat beklentilerine malzeme edilmeden toplumun bütününü kapsayacak şekilde yürütülmelidir. Türkiye’de ve Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümünü, ülkemiz ve İslam ümmeti için çok kıymetli buluyoruz. Bu birliktelik, aynı zamanda İslam ülkelerinin birlikte hareket etmesinin önünü açacak en önemli adımlardan biri olacaktır. Ülkemizde barış ve kardeşliğin hak ve hukuk çerçevesinde sağlanması, topluma sosyoekonomik olarak büyük katkılar sağlayacağı gibi uluslararası arenada da daha güçlü hareket edilebilmesi adına tarihi bir fırsat olacaktır." denildi.

SİYASET, 07 Mart 2025 19:30