22 Ağustos 2020
İngiltere'nin Loughborough Üniversitesi'nde Sağlık Bilimleri Profesörü Barry Bogin, koronavirüs salgınının kişilerde yarattığı stresi inceleyerek, gelecek nesil bebeklerin bu stresten dolayı küçük (prematüre) doğacağını öne sürdü.
STRESİN DOLAYLI VE DİREKT ETKİLERİ VAR
Sağlık Bilimleri Profesörü Barry Bogin, koronavirüs sürecinde 'kronik duygusal stresin' hamile annelerin ve yeni doğan bebeklerin gelişimi üzerindeki etkisini araştırdı. Ortaya koyduğu çalışmayla koronavirüs salgınının, insanlar üzerinde yarattığı stresin dolaylı ve direkt etkilerini ortaya koydu.
BEBEKLER PREMATÜRE DOĞABİLİR
Professor Bogin, Madrid Özerk Üniversitesi'nden Dr. Carlos Varea ile birlikte ortaya çıkan çalışmayı değerlendirdi. Dr. Varea, daha önce İspanya'da 'yeni doğan kilosu' projesinin baş araştırmacı olarak görev aldı ve ikili, salgının yarattığı stresin gelecek nesil bebeklerin küçük doğmasına sebep olacağını söyledi. Profesör Bogin ve Dr. Varea çalışma üzerinde yaptıkları yorumlarında, kronik stresin, vücutta hücresel düzeyde ve hormonal düzeyde farklı biyolojik değişikliklere nasıl yol açabileceğini açıkladı. Kronik stresten etkilenen hamile annelerin bebeklerinin, prematüre doğma riski taşıdığı belirtilirken diğer yandan endişenin uzun sürmesi halinde insan vücudunda ciddi tıbbi sorunlara yol açabileceği ifade edildi.
ÇEŞİTLİ ETMENLER, KRONİK STRESE DÖNÜŞÜYOR
İkili kronik stresi; para, barınma, sosyal destek ile ilgili güvensizlikler olarak tanımladıklarını ifade etti. Koronavirüs salgının uzun vadede iş kaybı, sosyal hakların kaybı, bir eşin kaybı veya konut kaybı gibi endişeler yarattığını ve bu endişelerin kronik strese dönüştüğü belirtildi.
Bogin ve Varea, "Hükümetler ve onların halk sağlığı çalışanları, sosyal, ekonomik ve duygusal desteğin herkese açık olmasını sağlamalıdır. İnsanlara bu desteğe nasıl ve nereden erişeceklerinin birden çok dilde anlatılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.