2 Ağustos 2025, Cumartesi
02:31

HÜDA PAR’dan İki Devletli Çözüm Konferansı’nda imzalanan bildiriye tepki

SİYASET
HÜDA PAR’dan İki Devletli Çözüm Konferansı’nda imzalanan bildiriye tepki
Haber : Murat Genç/ ANKARA

HÜDA PAR’dan İki Devletli Çözüm Konferansı’nda imzalanan bildiriye tepki

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanı Hüseyin İmir, "İki Devletli Çözüm Konferansı"nda imzalanan bildiriye tepki gösterdi. İmir, bildirinin siyonist propagandaya hizmet ettiğini belirtti.

HÜDA PAR Dış İlişkiler Başkanı Hüseyin İmir, New York'ta düzenlenen "İki Devletli Çözüm Konferansı" sonucunda yayımlanan bildiriye tepki gösterdi. İmir yaptığı açıklamada, bildirinin "Filistin halkının yaşadığı gerçekleri göz ardı eden, eksik ve tek taraflı bir yaklaşım" içerdiğini vurguladı.

“Hamas’a silah bırakma çağrısı yapılırken siyonist rejimin sistematik insan hakları ihlalleri yok sayılmakta”

New York’ta düzenlenen “İki Devletli Çözüm Konferansı”nda imzalanan bildiriyi gerçekleri göz ardı eden, eksik ve tek taraflı bir yaklaşım olarak nitelendiren İmir, “Bildiride Hamas’a silah bırakma ve yönetimi devretme çağrısı yapılırken, 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı operasyonu nedeniyle Hamas kınanmakta, siyonist rejimin onlarca yıldır sürdürdüğü işgal, kuşatma ve sistematik insan hakları ihlalleri yok sayılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“7 Ekim’den önce de Batı Şeria’da yüzlerce Filistinli sivil, siyonist rejim güçleri ve işgalciler tarafından katledilmiştir”

Bu bildiriyi imzalayan ülkelerin her şeyin 7 Ekim'de başladığı yanılgısına kapıldığını belirten İmir, “Siyonist rejimin propagandasını zımnen kabul edilmiş, Gazze’de iki yıldır devam eden insanlık dışı saldırılara rağmen hâlâ Hamas’ı asıl sorumlu tutarak tarihsel bağlamı ve işgalin özünü görmezden gelmiştir. Oysa 7 Ekim’den önce de Batı Şeria’da yüzlerce Filistinli sivil, siyonist rejim güçleri ve işgalciler tarafından katledilmiş, yasa dışı yerleşim birimleri inşa edilmiş ve uluslararası kurumların kınamalarına rağmen hiçbir somut tedbir alınmamıştır.” dedi.

“Mahmud Abbas yönetimi, siyonist rejimden izin almadan kendi topraklarında dahi hareket edemez hâlde”

Abbas yönetiminin Filistin halkı için meşru temsilci olamayacağının altını çizen İmir, “Bugün, Hamas’ın yönetimi devretmesi gerektiği ifade edilirken, bu yönetimi devralması önerilen Mahmud Abbas yönetimi, siyonist rejimden izin almadan kendi topraklarında dahi hareket edemez hâle gelmiş, Batı Şeria’da siyonist saldırılara karşı sessiz kalmış, hatta birçok durumda direniş kamplarının yok edilmesinde açık iş birliği içinde olmuştur.” şeklinde konuştu.

“Müslüman ülkelerin söz konusu bildiriye imza atması, siyonist propagandaya destek olarak tarihe geçecektir”

“Filistin’in silahsızlandırılması” çağrısının direnişin meşru zeminini ortadan kaldırmayı ve Filistin davasını tarihten silmeyi amaçladığına vurgu yapan İmir, “Bu gerçek, siyonist rejim yetkilileri tarafından da açıkça dile getirilmektedir.  Bu durumda iki devletli çözüm söylemi sadece zaman kazanma ve mevcut işgal düzenini meşrulaştırma aracıdır.” ifadelerini kullandı.

İmir, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Müslüman ülkelerin söz konusu bildiriye imza atması, Filistin halkının uğradığı zulme karşı değil, siyonist propagandaya destek olarak tarihe geçecektir. Gazze’de çocuklar katledilirken susan, acıyı durdurmak yerine hâlâ işgali meşrulaştırma zemini oluşturan bir dil ile konuşmak, utanç verici olduğu kadar insanlık onuruna da aykırıdır.”

“Hamas’ı terör örgütü gibi lanse etmek siyonist rejimin yıllardır sürdürdüğü işgali meşrulaştırmaya hizmet eder”

Hamas’ın bir halk hareketi ve seçilmiş bir siyasi oluşum olduğunu hatırlatan İmir, “Hamas’ı yalnızca silahlı eylemler üzerinden değerlendirmek, direnişin tarihsel ve meşru zeminini çarpıtmaktır. Hamas’ı terör örgütü gibi lanse etmeye çalışmak, yalnızca siyonist rejimin yıllardır sürdürdüğü işgali meşrulaştırmaya hizmet eder. Bu yaklaşım, Filistin davasını sahiplenen tüm kesimleri kriminalize etmek, direnişi pasifize etmek ve halkı savunmasız bırakmaktır.” dedi.

“Filistin halkının meşru ve seçilmiş tek temsilcisi Hamas’tır”

Hamas’ın Filistin halkının seçilmiş tek temsilcisi olduğunu hatırlatan İmir, “Coğrafî bütünlüğe haiz özgür, bağımsız ve kendi topraklarında egemen bir Filistin devleti kurulup tanındığında elbette devletin silahlı gücü ve ordusu olur. O zaman özgürlük mücadelesi veren örgütler de silahlarını meşru Filistin devletine teslim eder. Ancak unutmamalıdır ki bugün itibarıyla Filistin halkının meşru ve seçilmiş tek temsilcisi, 2006 yılında yapılan son genel seçimlerde halkın çoğunluğunun desteğini alarak zafer kazanan Hamas’tır. Hamas'ı hedef gösterenlere ve Filistin halkının iradesini bastırmak isteyenlere karşı bu onurlu direnişin yanında yer almak hem İslamî bir sorumluluk hem de uluslararası hukukun bir gereğidir.” ifadelerini kullandı.